Merhaba Alexis, öncelikle HEY!’den öndeki kariyerinden bahsedelim. Bu oyun ve kılavuzu yaratmadan önce neler yapıyordun?
HEY!’den önce, Şişhane Parkı, SALT ve Esma Sultan İlköğretim Okulu gibi kamu alanlarını mimari projelerimize tanıtarak kamusal alan tasarımını araştırdık. Uygulamamızda, İstanbul’un kamusal yaşamında aktif olan, büyük ya da küçük her türlü projeyi öncelik verdik. Zaten mimari, başlı başına şehir yaratma işi ve kamusal alanları bir araya getirmekte önemli bir rol oynuyor.
İnsanlar, daha iyi bir şehir hayatı yaşamak için ne gibi basit şeyler yapabilir?
Aslında yöneticilik, cömertlik ve kendi kendini organize edebilme gibi basit davranışlar yeterli olacaktır. Öncelikle fikirlerimizi değiştirmeliyiz; geri kalanlar da aradından gelecektir. Bence yapabileceğimiz en basit şeylerden biri, yaşanabilecek bir İstanbul’u hayal etmek. İstanbul, sanayi sonrası bir ekonomiyle tanımlanmaya başladı. Bu yüzden ortak alanlarımız, sosyal merkezlerimiz ve ekolojik sistemimiz hakkında düşünmenin tam sırası. Ancak bundan sonra odak noktamızı şehrimizi yeniden kurgulamaya çevirebiliriz. İnsanların daha iyi bir şehir için yapabileceği diğer şeylerse, AVM’lere gitmek yerine kendi semtlerinden lokal alış veriş yapmak; arabalarını kaldırımlara park etmemek ve komşularını bir partner olarak görmek.
Özellikle İstanbullular olarak, neden böyle bir kılavuza ihtiyacımız var?
İnsanları kesinlikle kendi şehirlerinin toplumuna daha çok dahil olmaya teşvik etmek gerekiyor. İstanbul gibi bir yerden, bir şehrin vatandaşlarıyla arasında derin bir duygusal ve fiziksel bağ olduğunu öğrendik. HEY! hem şehirlilerin hem de profesyonellerin iyi bir şehir yaşamı için birlikte çalışmaları gerektiğini gösteren bir kılavuz.
HEY!’i yaratırken, hangi gruplarla çalıştın?
Bu süreçte kendimi sosyologlardan antropologlara, inşaat mühendislerinden çevrecilere birçok kişiyle yakından çalışırken buldum. Onların bütünsel sistemleri tasarlayabilmeleri ve şehir elementlerini arasındaki bağları anlayabilmeleri bu projeye çok şey kattı. Ayrıca şehir planlayıcılarıyla, mimarlarla, aktivistlerle ve endüstri tasarımcılarıyla da çalıştık; eğitimciler ve pedagoji uzmanlarına da danıştığımız oldu. Hep birlikte, kolektif olarak çözüm arayışları bulmaya çalıştık.
Sence herkes metropolit olarak mı doğar?
Dünyanın büyük bir kısmı kalabalık bir şehirde ya da metropolit bir bölgede yer alıyor. İnsanlar birkaç bin yıldır şehirlerde yaşıyor. İstanbul gerçekten de evrensel bir şehir, ama bu şehri oluşturan semtler adeta küçük köyleri andırıyor diyebiliriz. Soruya cevap olarak şunu verebilirim: Gelişme hakkındaki kapital ve uluslararası spekülasyonlar nedeniyle insanlar metropolit olmaktan uzaklaşıyor, ve gayri menkule odaklanıyorlar. Biz bu hakkımızı geri almaya odaklanmalıyız.
HEY! Aslında öğrenmesi biraz zaman alan bir tasarım. HEY!’i ilk elimize aldığımızda nasıl algılamalıyız?
HEY!’i, İstanbul’un seslerini, tasarım başlıklarını ve yöntemlerini araştıran bir yolculuk olarak görebilirsiniz. İlk elinize aldığınızda ve şöyle bir kartlara baktığınızda kafanızı karıştırabilir; ana aslında konu başlıkları size çok tanıdık gelecek. Zaten HEY!’i, bu kılavuzu okuyanın keşfedebilmesi için bu şekilde tasarladık. Kılavuzu, önce size yeni veya enteresan gelen başlıklar hakkında konuşarak, ardından da bu başlıklara yeni çözümler bulmaya çalışarak kullanabilirsiniz.
HEY! farklı dillerde de basılacak mı?
Evet, şu anda Türkçe ve İngilizce versiyonları var, ama Arapça versiyonu üzerinde de çalışmaya başladık. Kasım 2019’da da HEY!’in Lizbon versiyonunu hem İngilizce hem de Portekizce çıkarıyor olacağız.
Küresel ısınma, metropolit şehirlerde yaşamayı nasıl bir açıdan zorlaştırıyor?
Küresel ısınma, şiddetli mevsim değişikliklerinden tutun, yemek güvenliği, göçler ve doğal afetler gibi birçok ciddi faktörü de beraberinde getiriyor. Bu perspektifte, eğer İstanbul küresel ısınmanın bilim ve sosyoloji kısmını tamamen kabullenen bir sanayi sonrası görüşünü benimserse, bu konuda gerçek bir lider olabilir.
Bize her şeyi doğru ve her şeyi yanlış yapan bir şehir örneği verebilir misin?
Yanlış olan şey, hep beraber çalışmamak ve vatandaşları bu çalışmaya dahil etmemektir. Doğru olansa, bu vatandaşlara destek olmak ve daha uzun vadeli stratejiler üretmektir. Kuzguncuk, Sydney, Portland, Bogota ve Zaragoza bu işi doğru yapan semt ve şehirler. Yanlış yapanlarsa, Kartal, Fikitepe, Birsbane, Houston, Brezilya ve Pekin.
Ziyaret ettiğin şehirler arasında hangisi seni şaşırttı?
Liyon ve Seul şehirlerinin ikisi de kültürlerinin geçmiş ve geleceğine çok bağlı yerlerdi. Ama ilk olarak on dokuz yıl önce ziyaret ettiğim Arnavutköy’e olan sevgim de çok büyük. Burası da kültür açısından diğer iki şehire benziyor.
KATEGORİ
TASARIM
TARİH
02 MART 2019
ETİKETLER