"XOXO The Mag'e nasıl ulaşırız, dergiyi nereden buluruz?"
soruları arttıkça biz de
cevaplarımızı artırmaya karar verdik.
Bugüne kadar dağıtım noktalarından
eriştiğiniz XOXO The Mag, satışa özel
kapağıyla, artık aynı zamanda seçkin
satış noktalarında ve online satışta.
Pop'un en kötü günlerini yaşadığını düşünüyorsunuz, yanılıyor da olabilirsiniz. Kaos Köksal, teklilerini sıralarken, poptan ümidini kesmeyen yeni nesil sanatçılardan.
PAYLAŞ
Pop’un en kötü günlerini mi yaşıyoruz?
Sözünü ettiğiniz şey, salt pop müziğe özgü bir kötülük değil aslında... Sosyal medya hepimizi birer beğeni canavarına dönüştürdü; tüm kavramlar birbirinin içine geçmiş durumda. Kim influencer, kim blogger, kim müzisyen bunu anlayamıyoruz. Bu da iyi müziğe ulaşmanın yolunu daha çetrefilli kılıyor.
Yaptığın müzikle 90’lar popunu geri döndürmek ama aynı zamanda da 2000’ler ruhunda kalmak istiyor gibisin. Haklı mıyız?
Her yeni neslin belası bu. Bir önceki dönemi romantize etmeye bayılıyoruz... 90’lar, iyi bestenin ne yapıp edip organik biçimde kendini öne atabildiği bir dönemdi ve evet, çok güzeldi. O dönemin estetiğinden beslendiğim doğru ama geçmişte kalmış bir şeyi geri döndürmek gibi bir kaygım yok.
Bu anlamda kendi müziğini nasıl tanımlarsın?
Ben kısık sesle, fon müziği gibi dinlenecek şarkılar yapmıyorum bir kere... Müziğimin her saniyesiyle, ilmik ilmik işlenmiş, üzerine kafa patlatılmış bir özeni duyurmak istiyorum. Bu şekliyle müziğimi en iyi ‘kendi dinlemek istediğim müzik’ diye tanımlayabilirim.
Kalben’le düetinin hikayesi nasıl gelişti?
Ben bir Kalben hayranıyım, kendisi iyi de bir dostum. Fikirlerine ve yeteneğine çok saygı duyduğum biri. Benim stratejim hakkında konuşurken, Bugün Ölemem’i beraber söylemeyi o teklif etti. Her şey çok hızlı gelişti. Stüdyoya girdi, hepimizin ağzını açık bırakan bir performans gösterdi ve gitti. Onunla beraber şarkı söylediğimiz için çok mutluyum.
İlk video klibin Karanlık Günler’i de henüz piyasaya sürdün. Nasıl dönüşler alıyorsun?
Bu devirde müzikal işleri görselle desteklemek çok mühim hale geldi. Plak şirketim bana her zaman destek oldu ve video klibimizi genç jenerasyonun en potansiyel sahibi yönetmenlerinden biri, Misha Saied’le çektik. Hayatımdan kesitler sunduğu için benim adıma çok özel bir klip oldu, bu samimiyet de izleyiciye yansıyor olacak; ki şimdiden çok gerçek ve samimi reaksiyonlar alıyoruz.
Pop genre’ı bu kadar güncel ve revaçta kılan ne? Popun ne kadarı söz, ne kadarı beste?
Aslında bu soruyu tersten okumak gerekiyor... Pop artık bir genre değil, bir kültür. Geçen senenin en çok dinlenen parçalarını dinleyin mesela, birçoğu farklı tarzda olmasına rağmen kucağınıza pop gibi tınlayacaktır. Yaptığı işlerle benzerlerinden sıyrılanlar ‘pop’ diye anılıyor. Mozart çağının en büyük popçusuydu. Şu anın en büyük pop yıldızlarının bir çoğu aslında hip-hop yapıyor. Ben söz ve müziğe de bu anlamda bir bütün olarak bakıyorum.
Gitar çalıyorsun. Aklında akustik bir set yapmak var mı?
Üzerinde çalıştığım akustik bir video projem var, sahnede gitar çalacağım bir konsept. Sonbahar’ı bekleyelim...
21. yüzyıl müzik paylaşım şekilleri gitgide değişiyor. Sen, bir albüm çıkarmak yerine tekliler çıkararak ilerlemeyi tercih ettin. Müzik dünyasında nasıl bir stratejin var?
Dijital müzik platformları artık albüm projelerini desteklemiyor. Albümden yalnızca bir parçayı rotasyonuna alıyor. Ben yine de albüm yapmanın daha afili bir iş olduğunu düşünüyorum. Üzerinde çalıştığımız albüm de hazır olduğumda gelecek. Organik ve uzun vadeli bir strateji izliyorum. Dinleyicinin zamanla benimseyeceği, müziğim dışında başka bir etkene ihtiyaç duymayacağım, gerçek bir müzikal tecrübe peşindeyim.
Bilenler bilir, bilmeyenler için de senin ağzından dinleyelim, Esas Çocuk’a ne oldu?
Esas Çocuk, şahsi zevkimiz için oluşmuş nefis eğlenceli bir projeydi; herhangi bir kaygı gütmeden neyi seviyorsak onu söylüyorduk. Hala internette bir takım kayıtlarımız mevcut, dinleme tercihi sizin... Olur da dinlerseniz, gençlik heyecanımıza da ortak olmuş olacaksınız.
En büyük ilham kaynağın hangi sanatçı?
Sir Paul McCartney, hala yaşayan en iyi besteci. Bestelerini 10 farklı gruba dağıtsaydı, şu an müzik tarihinde 10 efsane grup vardı. Yaşamı algılayış biçimi, doğayla ve ailesiyle ilişkisi bana her zaman rehberlik etmiştir.
JW Anderson’ın kurucusu ve Loewe’nin Kreatif Direktör’ü Jonathan Anderson’ın yükselişi hız kesmiyor. Erkek kıyafetleriyle başlayıp kadın tasarımlarına varan serüvenin tanığıyız.