Bir süredir New York’taydı, şu sıralar tekrar yakınımızda. Yeni bir atölyeye taşındı ve orayı taze görenlerden biriyiz, siz de öylesiniz. Sohbete küçük bir uyarıyla başlayıp aradan çekiliyoruz: Haluk Akakçe’yle konuşurken fazla merak etmemek veya ondan hiçbir şey beklememek, lehinize.
Röportaj: Merve Deniz - Some Men Kış 2020
Fotoğraflar: Cansu Kızıltaş
Haluk, marjinal ne demek?
Eğer bu soruya çok kesin bir cevap arıyorsanız, dünyanın en güvenilir kaynaklarından biri olan Merriam Webster’ın sözlüğüne bakmanızı öneririm.
Peki sen marjinal misin?
Marjinal, sadece sözcük haznemizin sahip olduğu sınırları yaratan bir tanımlama. Bir insanın marjinal olup olmadığını bilmesine olanak yok. Çünkü insan sadece normalini bilir. Benim normalim Burkina Faso’daki bir kadın için marjinal olabildiği gibi, Kenya’daki bir AIDS hastasının normali de benim için marjinal olabilir. Organik ve değişken bir kavramdan bahsettiğimize inanıyorum.
Nedense aklımıza delilik kavramı geldi... Delilik özünde bir bilinçli kaçış veya reddediş olabilir mi?
Cevap veren olarak benim, soran olarak da sizin vizyonunuzu aşan bir sözcük bu. Delilik nedir? Günümüz toplumundaki zamana ve coğrafyaya bağlı perspektifin merceğini tamamen küçültüp dünyaya baktığımızda, mesela, MoMA’da dahi konumunda işleri sergilenen Comme des Garçons’un kurucusu Rei Kawakubo’ya deli diyeceksek, özünde bu insan bilinçli bir kaçışta veya reddediştedir. Ama aynı zamanda, kilolu hanımların korse giymesine de delilik diyebiliriz. Bu anlamda, dünyada kapladıkları alanı reddederek, ufaltarak, hatta bir illüzyon yaratma çabası ve endişesi de deliliktir. Apple’ın bir sunumda Dalai Lama, Albert Einstein ve Maria Callas gibi sınır tanımayan herkes için Steve Jobs’un dediği haliyle; “Onlara deli dediler, biz dahi diyoruz. Çünkü, kuralları yıkabilecek kadar deli olanlar dünyayı daha iyi bir yer haline getirdiler.’’ Delilik bu anlamda iyi mi, kötü mü? Türkçe’de kullanılan mahallenin delisi anlamındaki deliyle, her şeyin olabileceğinin potansiyelini içinde barındıran, evrenin gücüne inanan ve hayalleri olan insanlar arasında fark var. Deliliğe nereden baktığımıza göre cevap değişeceğinden, ben de soruyu sorana geri yöneltiyorum.
Üzerine düşüneceğiz... Sana geri dönelim; uzun zamandır New York’ta yaşıyordun, İstanbul’a geri döndün. Hayatında neler olup bitiyor?
İstanbul’a her geldiğimde buraya geri dönmüş, New York’a her gittiğimde de oraya dönmüş oluyorum. Geliyorum, geri dönüyorum. Bu bir döngü. Şu anda sağlık ve aile durumlarından dolayı İstanbul’da daha fazla vakit geçiriyorum.
Hayatındaki en büyük rastlantının doğumun olduğunu belirtiyorsun. Bu ne demek?
Bu hayatımdaki ilk rastlantı, bu yüzden de en büyük rastlantı. İlkler her zaman en büyüktür. Babam Johnny Depp ve annem Brigitte Bardot olsaydı da, hayatımın en büyük rastlantısının doğumum olduğuna inanabilirdim.
Peki, çalışmalarında sürece ve rastlantıya ne kadar yer var?
Hayal gücü, süreç ve rastlantı arasında var olan zaman ve mesafe kavramlarının yok olduğu bir olgu. Bu yüzden de, bu tip olguların olmadığı bir dünyada yer olarak nasıl fiziksel bir cevap verebilirim, bilemiyorum. Ama kadere inanıyorum, eğer siz de bu bağlantıyı yapabiliyorsanız...
Gelecekten geldiğini söylüyorsun, bize orayı biraz anlatsana.
Anlatayım. Gelecek, yaşam amacımız. Hepimiz biraz olsun yaşam amacımızdan geliyoruz, öyle değil mi? Sonuçta ileride balerin olmak isteyen bir kız, küçüklüğünde o savaşı veriyorsa o gelecekten geliyor ki, oraya geri dönüyor. Kendini buna inandırmış, bilinci bu amaca odaklanmış birinin ulaşmaya çalıştığı öyle bir gelecek var. Gelecek, hepimizin ekspres bilet alarak ulaşmaya çalıştığı bir varoluş biçimi, kişisel menkıbemiz de denebilir. Gelecekten geldiğimi söylerken bundan bahsediyorum. Çünkü, dönmem gereken varoluş nedenimin varlığına inanıyorum.
Röportajın tamamı, Some Men'in yeni sayısında. Üye olmak için buraya tıklayınız.
BUNLARI DA OKUYUN
Çağrı ve Cihan yalnızca Kapalı Çarşı'da duyabileceğiniz terimlerden ve kendileri için yarattıkları modern çalışma ortamından bahsediyor.
Safa Şahin farklı ülkeler, tasarım prensipleri ve ürünlerle yolculuğunun Paris durağından sorularımızı yanıtlıyor.
KATEGORİ
SANAT
TARİH
11 ŞUBAT 2020
ETİKETLER