Tarık Bey, bize NFT’nin ne olduğunu tek cümlede özetleyebilir misiniz?
Tekil, eşsiz ve tabii ki bir değere tekabül gösteren dijital tabanlı her şey.
Fractal İstanbul’u sizden dinlemek isteriz. Hiç bilmeyen birine Fractal İstanbul’u nasıl anlatırdınız?
İstanbul hologram gibi bir şehir. Hangi açıdan bakarsanız size farklı bir yüzünü gösterir. Fractal İstanbul bir çizerin gördüğü İstanbul’dur. Büyülü bir kentin bin suretinden sadece biri.
Kentin kuruluş hikayelerinde Kadıköy’e ‘Körler Ülkesi’ göndermesi var. ‘Körle yatan şaşı kalkar’ misali, kent üzerinde yaşayan bizler pek görsel kayıt tutmamışız. Doğduğum ve yaşadığım kentin çok katmanlı ve zengin kültürünü çizgilerimle belgelemek istedim. Bir çizerin kentine olan borcunu ödemesi olarak görebiliriz Fractal İstanbul projesini.
Çalışmalarınızı token’a hapsederken ana motivasyonunuz ne oluyor?
Hapsetmek benzetmesi çok güzelmiş. Evet… Blockchain’e düştüğünüz her kayıt silinmez bir şekilde orada artık. Suya yazı yazmaya benzemez. NFT’ler bir eserin ve tabii ki yaratıcısının hikayesini kaydediyor. Bu durumda çok dikkatli olmak ve konuya bu ciddiyetle yaklaşmak gerek. Açıkçası çokça konuşulduğu üzere parasal ve ticari kısmından daha önemli bu durum. Yeni üretim ilişkileri… Yeni bir sermaye eskiye meydan okuyor. Ve kendi kültürünü üzerinde doğduğu dijital dünya üzerinde inşa ediyor. Söz konusu ‘yeni’yi heyecanla izlemek… Ama bir yandan da aktif katılmak. Bu açıdan baktığımızda tarihi bir görevimiz var gibi.
Fractal İstanbul - Pandemi
Bir NFT eserinin değerini belirleyen ‘gerçekten’ belirleyen şey nedir?
Bunun cevabını herkes farklı verecektir. Kimi için iyi bir yatırım nesnesi… Kimi için güzelliği… NFT’ler sadece sanatsal çalışmalar değiller. Bir değere denk düşen her şey olabilir. Değerli olması için benim kıstaslarımız pek değişmedi açıkçası. Çağının izlerini ve estetik estetik anlayışını üzerinde barındıran… Bir fikri ve hikayesi olan her NFT değerlidir.
Bu yeni kripto dalgayla sanata ve sanatçılığa olan yaklaşımda bir değişim gözlemlediniz mi? Özellikle ‘NFT’lemek için üretmek’ üzerinden soruyorum.
Çoğu zaman içine doğduğumuz mecburiyetleri mutlak kabul etme eğilimindeyiz. Yeni ve daha kısa bir yol bulunduğunda değişim kaçınılmaz. Sanat dediğimiz; bir fikrin farklı enstrümanlarla estetik bir dilde diğer insanlara aktarma faaliyeti. Yani bu temel amacı yavaşlatacak her ‘mecburiyet’ ayak bağıdır artık. Görsel sanatlar için galeriler, edebiyat için yayınevleri, sinema ve müzik için dağıtım şirketleri bu süreçte sorgulanır hale gelecek. Artık kültürü üreten ve tüketenler aracısız bir iletişim kanalı yakaladılar. Her iki taraf için de avantajlı bir seçenek. Kendi kişisel maceramdan örnek verecek olursam; çalışmalarımın NFT dünyasındaki fiyatlanmasından çok memnunum. Eski sistemde potansiyel alıcılarımıza ulaşma şansımızın zayıf olduğunu şimdi anlıyoruz.
Fractal İstanbul - Haydarpaşa Panorama
Özellikle 3D’de birbirini tekrarlayan çok iş görüyoruz. Eser ne kadar sade ve çıplaksa, yeteneğin ve tekniğin saklanamadığı bir değer yaratıyor mu kendine sizce?
NFT olarak adlandırdığımız şey yeni çağın görsel kültürü. Baş döndürücü bir hızda acayip şeyler olmakta. Ortaya çıkan çalışmaların çoğuna anlam verememenin ezikliği başımıza bela.
Bu dönüşümü anlayanlar kaliteli ve özgün icerik üretiyor. Bir diğer ‘üretici’ kesimse tümüyle öncülerin taklidi çalışmalarla kendilerine yer bulmaya çalışıyorlar. Bu durumda orijinal olanla içi boş bir taklidi ayırmak için görsel bir kültüre sahip olunması gerekiyor.
Tasarım prensiplerinizi ve görsel dilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Çizgide bir tarz yakalama çabası… Bitmek bilmeyen bir macera… Yıllar boyu çizmeme rağmen bu labirentte doğru yolda mıyım? Bilemiyorum. Büyük iddialardan biraz vazgeçerek, evrenin benim üzerimde yarattığı etkileri gözlemleyerek, kendimi tanıyıp, keşfederek üretiyorum. İçerik ve biçimin uygun oranlarda karışımı... Kafamda sürekli bunlar dönüyor.
Gözlerimiz evrenin retinamıza çarpan iz düşümünü yorumsuz aktarıyor belki. Ama beyin denilen karmaşık organ rahat durmuyor; ilk andan itibaren eğip bükmeye başlıyor gerçekliği. İçeri girenin aynı çıkmadığı kesin. Derdim aynılık değil, güzel bir şey çıkması.
Fractal İstanbul - Haydarpaşa Panorama
NFT’nin ‘etik’ kabul edilmeyen taraflarına nasıl yaklaşıyorsunuz?
Günlük hayattaki tüm hastalıklarımız da bizimle birlikte NFT dünyasına giriş yapmak istiyor. Ahlak ve güven denilen kırılgan kavramlar var. Çoğu zaman bizi hayal kırıklığına uğrattıkları bir gerçek. Blockchain dünyasında umut veren şey, algoritmaların pek külyutacağa benzememesi. Çevreyle ilgili sorunuza gelecek olursak… Bunun, çok kısa bir sürede çözüme kavuşturulacak bir konu olduğunu sanıyorum. Hassasiyetimizi daha büyük kirlenmelere odaklamalıyız diye düşünüyorum.
Çalışmalarınıza en çok tercih ettiğiniz enstrümanınız nedir?
Öncelikle, fikir. Sonrasında bu fikrin aktarılacağı biçim. Bu iki amacı somut hale getirmek icin kullanılacak alet edevat ise hatalı bir yaklaşımla genellikle merkeze konulmakta.
Kağıt, kalem, fırça… Çok temel araçlarımız. Kullanmaktan vazgeçmiyoruz. Tabii ki hareket, üç boyut ve etkileşim olanaklarıyla dijital ortamda üretim artık baş tacımız.
Zaman yönetiminizi nasıl yapıyorsunuz?
Gündüzler mecburi işler. Geceler çalışmak için ideal.
Eserlerinizi hangi platformlardan satın alabiliyoruz?
Birçok platformda varım. Foundation, Rarible ve Opensea’de @TarTol olarak.
Şu an hangi proje üzerinde çalışıyorsunuz?
Maalesef ki son dönemki yoğunluğumdan yeni projeme başlayamadım. Dileğim en kısa sürede tekrar kapanmak ve yine istanbul için geceli gündüzlü üretmek.
Kripto sanatın geleceğine dair ön görülerinizi merak ediyoruz.
Şu anda internetin ilk aşamalarına benziyor. Hayatımızda vazgeçilmez bir yer edineceğine şüphem yok.
KATEGORİ
SANAT
YAZAR
SUDE ORHAN
TARİH
26 MAYIS 2021
ETİKETLER